Aday Deneyimi: İlk İzlenim Nasıl Fark Yaratır?

Bilirsiniz, ilk izlenim önemlidir derler.

Peki ne kadar önemli?

Örneğin, bir adayın başvuru sürecinde edindiği izlenimin o şirketin gelecekteki başarısını etkileyeceği kadar mı? Evet!

İş ilanının görüntülendiği andan ilk iş gününe kadar olan süreci “aday deneyimi” olarak nitelendiriyoruz ve bir “aday” için bu sürecin tamamını ilk izlenim olarak düşünmek mümkün.

İş ilanının ne kadar açık ve anlaşılabilir olduğundan, mülakatı yapan kişinin tutumu ve sorduğu sorulara kadar geniş bir yelpazede aday, şirkete dair izlenim edinmeye başlar. Süreç boyunca her bir detay ise adaya şirketteki iş deneyimi hakkında fikir verir: “Burası nasıl bir yer?” “Burada nasıl insanlar çalışıyor?” “Çalışanlara nasıl davranılıyor?”

Burası anlayışlı, esnek, gelişim odaklı, çeşitliliğe ve iletişime açık, çalışan odaklı bir yer mi?

Yoksa katı, zorlayıcı, karmaşık hiyerarşik yapıların olduğu, kazanç odaklı bir yer mi?

Kısacası aday bir çalışan olarak orada bulunmanın nasıl bir his olabileceğini adaylığı süresince yaşadığı deneyime bakarak anlamaya çalışır.

Adayın deneyimi şirket için neden mi önemli?

İş başvurusunda bulunan ama işe alınmayan her bir adayın bir çeşit marka temsilcisi olduğunu hiç düşünmüş müydünüz?

Veriler gösteriyor ki, işe alınmayan ama süreçten olumlu hislerle ayrılan adayların %80’i o şirkete yeniden başvuruyor (*). Bu da şirketin gelecekte aradığı yeteneği bulmak için aday havuzunun o kadar genişlemesi demek. İş hayatındaki en önemli cevabın “ne?” sorusuna değil de “kim?” sorusuna verildiğini düşünecek olursak, ne kadar geniş bir aday havuzunuz olursa doğru yeteneklere ulaşmak o kadar kolay demektir.

Buna karşılık, olumsuz bir deneyim yaşayan adayların %60’ı deneyimini yakınlarıyla paylaşıyor (*). Yani deneyim sadece onu yaşayan adayla sınırlı kalmıyor, onların yakın çevrelerine ve hatta sosyal medya aracılığıyla binlerce insana ulaşabiliyor. (*) Şirkete dair olumsuz bir anekdot okuyan her 2 kişiden 1’inin o şirketi çalışılacak bir yer olarak tercih etmediğini düşünürsek, kötü bir aday deneyiminin şirketin itibarı ve marka değeri açısından, şirketin başarısını etkileyecek potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Dahası, adayların aynı zamanda bir tüketici olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız. Kötü bir aday deneyimi yetenek ve itibar kaybının yanı sıra müşteri kaybına da sebep olabilir.

Aday deneyimi dediğimizde, sürecin sonucundan bağımsız olarak adayın seçim sürecindeki hislerine odaklanıyoruz.

Umutla ve beklentiyle sürece dahil olan bir aday olarak kendisine ve hikayesine değer verildiğini hissetti mi?

Çalışmaktan hoşlanacağı bir ortamla mı karşılaştı?

Sadece başvuru sürecinde bulunmaktan bile memnun oldu mu? Yoksa zamanını boşa harcadığı düşüncesiyle beraber değersizlik hissi ve birçok olumsuz duyguyla mı ayrıldı?

Kısacası, adaylarınızla etkileşim boyutunda tıpkı çalışanlarınız gibi aynı çatının altında olduğunuzu unutmayın. Süreci yönetirken doğru yeteneği seçmek kadar adaya hissettirdikleriniz de bir o kadar önemli. Aday deneyimini iyileştirmek için her detayı tasarlamalı ve günün sonunda herkesi mutlu edecek bu deneyim için sorumluluk almalısınız.

Onlar hem misafirleriniz hem potansiyel çalışanlarınız hem de büyük olasılıkla müşterileriniz… İyi bir deneyimi fazlasıyla hak ediyorlar.

Kaynaklar

 

(*)IBM Smarter Workforce Institute, 2016, The Far-Reaching Impact of Candidate Experience

*Photo: Canva

Hiç Yorum Yok

Bir Yorum Yazın