Psikolojik Olarak Güvende Hissediyor musunuz?
Sizi hayali bir ekibe dahil etmek istiyoruz. İlk sahnede ekip toplantısındasınız. Tüm ekip bir araya gelmiş; ancak tek kişi konuşuyor: Yöneticiniz. Bir soru sorulduğunda cevabı bilmenize ya da konu hakkında bir fikriniz olmasına rağmen paylaşmadan önce en az iki defa düşünüyorsunuz… “Ya yanlış bir şey söylersem…” “Emin miyim düşündüğüm/ bildiğimden?”
İkinci sahnede, bir gün yöneticinizin ya da ekip arkadaşınızın bir hata yaptığını, gözden kaçan bir şey olduğunu fark ediyorsunuz. Söylerseniz nasıl bir tepkiyle karşılaşacaksınız? En iyisi susmak mı? Nasılsa sizinle doğrudan alakalı değil… Hem belki siz yanlış görmüşünüzdür.
Bir diğer sahnede ekipteki görev dağılımı değişiyor, artık alıştığınızdan farklı bir iş yapmanız gerekiyor. Tek sorun: nasıl yapacağınızı anlamadınız ve o işi yapacak tek kişi sizsiniz. Ne yaparsınız? Anlamadığınızı söyleseniz ve yardım isteseniz ne olur?
Ve son sahne: Aileniz ya da sizin için önemli bir gün; kaygılısınız. İşinize odaklanmakta güçlük çekiyorsunuz, kendinizi yaptığınız şeye veremiyorsunuz. Yöneticinizi arayıp izin isteyebilir misiniz? Size anlayış gösterir mi? En iyisi sağlık raporu alıp, hastayım demek mi?
Bu sahnelerin yaşandığı bir ortamda iş yerinde yaşadığınız deneyime 10 üzerinden kaç puan verirdiniz?
Peki ya yaptığınız işte başarılı sonuçlar elde etme ihtimaliniz sizce nedir?
Şirketinizi ya da ekibinizi iş arayan bir tanıdığınıza tavsiye eder miydiniz?
Yoksa ilk fırsatta iş değiştirmeyi mi düşünürdünüz?
Böyle Bir Ortamda Psikolojik Güvenlikten Söz Edemeyiz!
Endişelerimizi dile getirerek dikkatleri üzerimize çekmek, yanlış bir şey söylemiş olma pahasına fikrimizi paylaşmak, merak ettiğimiz yardım istediğimiz noktada sesimizi çıkarabilmek ya da insan olarak/çalışan olarak zayıflığımızı gösterecek bir paylaşımda bulunmak bizi kişisel ve mesleki açıdan zor duruma sokma riskini düşündürüyorsa, orada psikolojik güvenlik ortamından söz edemeyiz. Bu gibi ortamlarda ekip üyeleri de liderler de hatalarını gizleme eğiliminde olur ve hata yapma korkusuyla işi geliştirebilecek adımlar atabilme şansını kaybederler.
Psikolojik Güvenlik Kavramının Gelişimi
1999’da araştırmacı Amy Edmondson, doktor ve hemşirelerden oluşan takımlarla ekip içi iletişimin hata oranlarına etkisi üzerine bir araştırma yürütür. Takımların görevi, hastalarına yanlış ilacı vermek gibi hayati bir hata oranını tespit etmek ve kaydını tutmaktır. Onlar yaptıkları hatalar üzerine veri toplarken Edmondson ise araştırması için, “Daha iyi -açık iletişimin olduğu- takımlar daha mı az hata yapıyor?” sorusunu yanıtlamak üzere takımları gözlemlemeye başlar.
Araştırma sonuçlarını aldığında ise çok şaşırır çünkü açık iletişime sahip olan, hataların dile getirildiği takımlar en yüksek hata verilerini raporlamıştır. Sonrasında Edmondson, detayları inceler ve şunu keşfeder: Açık iletişimin olduğu ekipler aslında diğerlerinden daha fazla hata yapmıyorlar, onlar sadece hatalarını tespit etmekten korkmuyorlar. Diğerleri hatalarını gizleme ve görmezden gelme eğilimindeyken, açık iletişim kuran takımlar hatalarını tartışıyorlar ve birlikte azaltmanın yollarını arıyorlar. Böylelikle, başarısızlık gibi gözüken bu durum kendilerini geliştirmelerine ve hatalarını düzeltmelerine fırsat verdiği için zaman içerisinde onların avantajına dönüşmüş oluyor.
Edmondson bu keşfine “psikolojik güvenlik” adını veriyor (1). Ardından, 2012 yılında Google, Aristotle isimli bir araştırma yürüterek iyi bir takım oluşturmak için hangi şartların gerekli olduğuna odaklanıyor. Psikolojik güvenlik ortamı inşa etmek mükemmel takımı oluşturmak için gereken beş unsurdan ilki olarak tespit edilince kavram popülerleşmeye başlıyor (2).
Psikolojik Güvenlik kavramını ilk tanımlayan Amy Edmondson’a göre; endişelerinizi, sorularınızı, fikirlerinizi ve hatalarınızı konuşmanın tamamen normal ve hatta beklenilen bir şey olduğunu hissettiğiniz bir ortam, psikolojik güvenlik ortamıdır. Böyle bir ortamda fikirlerinizi paylaştığınız, endişelerinizi dile getirdiğiniz, hatalarınızı bildirdiğiniz ya da yardıma ihtiyaç duyduğunuz durumlarda yeteneklerinizin ve bilginizin sorgulanmayacağına, statünüzün ya da saygınlığınızın olumsuz etkilenmeyeceğine emin olursunuz. Ekip arkadaşlarınıza ve liderinize güvenebilirsiniz. Böyle bir ekipte, lider de takım üyesi de eşit derecede insandır ve insani sorunlar yaşaması doğaldır. Bu kırılganlığın kabul edildiği noktada açık bir iletişim mümkün olabilir ve böylece hataların tekrarlanması ve önüne geçilmesi mümkün olur. Böylece daha verimli bir çalışma ortamı, iyi bir çalışan deneyimi ve başarılı bir takım yaratmak için uygun bir iş ortamı sağlanır.
Öte yandan, psikolojik güvenlik ortamı, öğrenmek ve gelişmek için de en önemli unsurlardan biri. Bir üretim şirketindeki 51 ekiple yapılan çalışmanın sonucunda, psikolojik güvenliğin öğrenme davranışıyla pozitif ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır (3). Hataların konuşulduğu, kırılganlığa alan açan ve merakın teşvik edildiği bir iş ortamında çalışanlar, en başta zaman ve enerji gibi kaynakları işlerini geliştirmeye ve öğrenmeye odakladıkları için gelişim de kaçınılmaz olur.
Sizin İş Yerinizde Psikolojik Güvenlik Ortamı Var Mı?
Bunu anlamak için bazı kritik ifadelerin işte ne sıklıkla kullanıldığını değerlendirebilirsiniz. Aşağıdaki ifadeler ekibinizde ya da iş ortamınızda sıklıkla ve rahatlıkla kullanılıyorsa psikolojik güvenlik ortamı var demektir.
- “Bir hata yaptım”
- “Ne yaptığımı anlamıyorum”
- “Evde/Kişisel hayatımda zor bir dönemden geçiyorum ve bu işimi etkiliyor”
- “Korkuyorum”
- “Yardıma ihtiyacım var”
- “Bilmiyorum”
- “Seninle aynı fikirde değilim”
- “Sana nasıl yardımcı olabilirim?”
- “Seni kaygılandıran nedir?”
Kaynaklar
(1) Ted Videosu:
https://www.youtube.com/watch?v=LhoLuui9gX8
(2) Google Araştırması:
https://www.forbes.com/sites/zackfriedman/2019/01/28/google-says-the-best-teams-
have-these-5-things/?sh=5f8297f95a30
(3) 51 Ekiple Öğrenme Üzerine Yapılan Araştırma
Hiç Yorum Yok